İstMall'ın bir de ödülü olduğunu duyduk...Evet, Avrupa'da tasarım ödülü aldık. Projenin tasarımı bittiği 2018 yılında aldık bu ödülü. Elbette o günden bugüne bir şeyler değişti. Umuyoruz ki yeni projede daha büyük ödüller de alacağız.Bir de öğrendiğimiz kadarıyla İstMall projesi tamamıyla özkaynaklarınızla gerçekleştirdiğiniz bir proje...Elbette... Bu bir nevi yaşam felsefesi... Tüccar babalarımızdan öğrendiklerimiz var. Babam derdi ki: "Oğlum, eğer bir işe başlarken, bitirecek paran yoksa hiç girme..." Biz de bütün işlerimizi, satış yapmasak dahi finansal olarak sonuca götürebilecek şekilde planlarız. Bizim gibi üretimde Batı'ya bağımlı kırılgan ekonomilerde, öz sermayesi güçlü olmayan firmalar, ikinci, üçüncü nesillere ulaşamıyor. Sebebi basit... Altyapı ve sermaye eksikliği. Biz de bu sebeple her işimizde öz kaynakları önemsiyoruz.Biraz da sektörün genelinden konuşalım. İnşaat sektörü ülkemizde aslında ilerlemiş görünüyor. Siz nasıl görüyorsunuz?Evet, ülkemiz bu konuda öndedir. Hatta tüm dünya, halkımızın mütaahhitlik yeteneklerini kabul eder. Allah, kavimlere genlerden süregelen bir takım mahir yetenekler vermiştir. Baktığımızda Romalılar, iyi mühendislerdi. 2-3 bin yıl önceden bahsediyoruz. Ama Osmanlı da güzel mimari eserler hayata geçirdi. Aynı şekilde Selçuklular da öyle... O yüzden genlerimizde var. Ne demiştik? Bizim halkımızın alın teri dökmekle ilgili bir derdi yok. O yüzden iş gücü ve çalışma azmimiz yüksek. İnşaat sektörü de tamamen bedene dayalı olduğu için iş gücümüz var ve çalışıyoruz. Dünya sıralamasında da üst sıralardayız. Ama ben gayrimenkul işine biraz daha farklı bir bakış açısı getirmek istiyorum. Hep söylediğim gibi, gayrimenkule şöyle bakmak lazım, bir takım şeyler adının üzerinde. Mesela menkul diyoruz. İstanbul Menkul Kıymetler Borsası gibi... Altın, Dolar, Euro... Bunlar birer menkul. Bizim yaptığımız işin ismi ise gayrimenkul... Adında belli. Bütün bu menkullerden farklı olarak bir parametresi olan, tek başına bir refleksi olan, paranın da kendisinde huzur bulduğu, metanın son noktasıdır gayrimenkul.Konuyu şöyle detaylandıralım... Herkesin bir refleksi vardır. Derler ki, "Çalışayım, bir ev alayım, bir işyeri, bir yazlık alayım. Hatta kiraya vereyim." Herkes son anda parasını gayrimenkule yatırmak ve değerlendirmek üzerine programlıdır. Bu pencereden bakarken, aynı zamanda şehirleri kıymetli kılan değerlere bakmak lazım. Örnekleyelim:200 yıllık bir Manhattan düşünün. Burayı dünya üzerinde ne kıymetli kılan ne olabilir? Gayrimenkuller... Gidelim Şangay'a, Dubai'ye ne var?Tekrardan başa dönelim... Evet çalışalım, alın teri dökelim. Bunun yanında da değer katacak simge projelere imza atalım. Akıl teri ile alın teri demiştik...İnşaat sektörüne yıllarınızı vermiş bir iş adamısınız. Dolayısıyla da bizim için de bilirkişi sayılırsınız. Son zamanların en çok konuşulan konularından biri hakkında konuşmak istiyorum: Deprem... Deprem denince de yapılar, malzemeleri, nasıl tasarlandığı ve yapıldığı konuları önem kazanıyor. Sizce ülkemizde gereken özen gösteriliyor mu?Politikaları devletler belirler. Özel sektörler de bu politikalar ve açılan yollardan ilerlemeye devam eder. Ülkemiz depremle 99'da en şiddetli halinde yüzleşti. Ama bu noktada şunu belirtmeli ki, deprem insan öldürmez. Çürük yapılar öldürür. Devletimiz, 99 depremiyle bir refleks gösterdi. Devlet hastanelerimiz, köprülerimiz, otoyollarımız, okullarımız yenilendi. Fakat özel sektör ve halkımız buna halen yeterince duyarlı değil. Bizim halkımız, son dakikada, meseleyle yüz yüze kaldığında "Evet bu geldi" diyor. Gayrimenkulün son tüketicisi halkımız, bu konuda ne yazık ki duyarlı değil. Ne yazık ki yapılarımız da çok kuvvetli olmuyor. Bu konuda her toplantıda dile getiriyorum. Halkımız aslında beton tabutlarda yaşıyor. Özellikle deprem kuşağı üzerinde yer alan İstanbul'da... İnsanlarımız ne yazık ki evi 5-10 metrekare küçülecek ya da maliyet nedeniyle bunu öteliyor. Çünkü kendisine daha önce deprem dokunmamış. İzmir'deki depremde, televizyonda izlediğim bir anektod var. Vatandaş diyor ki, "Biz binamızı yenilemek istemiştik, iki kişi muhalefet etmişti. Benim oğlum öldü!"Bunun hesabını kim nasıl verecek? Ben bunu televizyondan izledim. Bu bizim gerçeğimiz. Binalar, evler, iş yerleri... Bunun karşılığında can var. Biz bütün bu değerleri nefes alıp verebilecek bir insan için yapıyoruz.Yeri gelmişken burada bir parantez açalım. Mutlaka bir çalışmasını yapmışsınızdır. Deprem karşısında İstMall ne durumda?Bizim işimizde aslolan, ilk önce belayı defetmek. Önce yıkılmamalı, insanlar zarar görmemeli. Aslolan bu... Burada yaptığımız yapı, Allah'ın izniyle 8.5 şiddetinde bir depreme çok rahat mukavemet gösterebilecek. Similatör çalışmalarımız bu yönde.Bu kadar yoğunlukta kendinize nasıl vakit ayırıyorsunuz?Elbette kendimize de vakit ayırıyoruz elimizden geldiğince. Bir-iki vakıfta başkan vekilliği yapıyorum. Özellikle önemsediğim, İzollu Vakfı Başkan Vekilliğini yapıyorum. Şu anda yaklaşık 590 üniversite öğrencisine burs veriyoruz. Onlarla vakit geçirmek çok kıymetli. Gençleri dinlemekten çok keyif alıyorum. Bu fikirlerin çoğu, gençlerin söylediği ama bir çok insanın dikkate almadığı fikirlerden geliyor. Gençlere, aklına gelen en çılgın şeyi söyle, ne olduğu önemli değil diyorum. Çünkü insan, konuştuğu ve ürettiği sürece insan...Son olarak neler söylemek istersiniz?O kadar başarılı işlere rağmen, inşaat sektörümüz buralarda değil, çok daha ilerilerde olmalı. Bu anlamda böyle nitelikli, simge projelere imza atmak gerekli. Sanayici ve yatırımcılarımızı bekliyoruz. Belki onlardan da fikir alır ve eksiğimizi görürüz.
Gündem
27 Haziran 2022 - 15:56
TÜRKİYE'NİN İLK AKILLI SANAYİ AVM'Sİ İSTMALL
BİOS Yapı tarafından Başakşehir İkitelli Organize Sanayi Bölgesi'nin meydanına, Türkiye'nin akıllı sistemli ilk sanayi sitesi olan İSTMALL AVM (İkitelli Sanayi Ticaret Alışveriş Merkezi) açılıyor.
Gündem
27 Haziran 2022 - 15:56
İlginizi Çekebilir